SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

FEDAİLU’S-SAHABE

<< 1544 >>

باب: ما لقي النبي صلى الله عليه وسلم وأصحابه من المشركين بمكة.

29. NEBİ S.A.V.'İN VE ASHABININ MEKKE'DE MÜŞRİKLERDEN ÇEKTİKLERİ

 

حدثنا الحميدي: حدثنا سفيان: حدثنا بيان وإسماعيل قالا: سمعنا قيسا يقول: سمعت خبابا يقول:

 أتيت النبي صلى الله عليه وسلم وهو متوسد بردة وهو في ظل الكعبة، وقد لقينا من المشركين شدة، فقلت: يا رسول الله، ألا تدعو الله، فقعد وهو محمر وجهه، فقال: (لقد كان من قبلكم ليمشط بمشاط الحديد، ما دون عظامه من لحم أو عصب، ما يصرفه ذلك عن دينه، ويوضع المنشار على مفرق رأسه، فيشق باثنين ما يصرفه ذلك عن دينه، وليتمن الله هذا الأمر حتى يسير الركاب من صنعاء إلى حضرموت ما يخاف إلا الله).

زاد بيان: (والذئب على غنمه).

 

[-3852-] Habbab dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ka'be'nin gölgesinde bulunuyorken bir burdeyi yastık edinip ona yaslanmışken yanına vardım.

 

Ey Allah'ın Resulü dedim. Bizim için Allah'a dua etmez misin?

 

Yüzü kızarmış olduğu halde oturdu ve dedi ki:

 

Sizden öncekiler andolsun demir taraklarla taranarak eti ya da damarları kemiklerinden ayrılırdı da bu dahi onu dininden geri döndürinezdi. Testere başının ortasına konulur, ikiye ayrılırdı. Bu da onu dininden geri çevirmezdi. Andolsun Allah bu dini tamamlayacaktır. Öyle ki bir suvari San'a'dan, Hadramevt'e kadar yol alacak da Allah'tan başkasından korkmayacaktır."

 

(Ravilerden) Beyan: "Ve koyunları için kurttan ... " ibaresini eklemiştir.

 

 

حدثنا سليمان بن حرب: حدثنا شعبة، عن أبي إسحاق، عن الأسود، عن عبد الله رضي الله عنه قال:

 قرأ النبي صلى الله عليه وسلم النجم فسجد، فما بقي أحد إلا سجد، إلا رجل رأيته أخذ كفا من حصا فرفعه فسجد عليه، وقال: هذا يكفيني، فلقد رأيته بعد قتل كافرا بالله.

 

[-3853-] Abdullah r.a. dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Necm (suresin)i okudu ve secde etti. Bir adam dışında, secde etmedik kimse kalmadı. Onun da bir avuç çakıl alarak (alnına doğru) kaldırdığını ve onun üzerine secde ettiğini gördü ve, bu kadarı bana yeter, dedi. Andolsun daha sonra onun Allah'ı inkar eden bir kafir olarak öldürülmüş gördüm."

 

 

حدثنا محمد بن بشار: حدثنا غندر: حدثنا شعبة، عن أبي إسحاق، عن عمرو بن ميمون، عن عبد الله رضي الله عنه قال:

 بينا النبي صلى الله عليه وسلم ساجد، وحوله ناس من قريش، جاء عقبة ابن أبي معيط بسلى جزور، فقذفه على ظهر النبي صلى الله عليه وسلم، فلم يرفع رأسه، فجاءت فاطمة عليها السلام فأخذته من ظهره ودعت على من صنع، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (اللهم عليك الملأ من قريش، أبا جهل بن هشام، وعتبة بن ربيعة، وشيبة بن ربيعة، وأمية بن خلف، أو أبي بن خلف). - شعبة الشاك - فرأيتهم قتلوا يوم بدر، فألقوا في بئر غير أمية أو أبي، تقطعت أوصاله، فلم يلق في البئر.

 

[-3854-] Abdullah r.a. dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem etrafında Kureyş'ten bir takım kimseler bulunuyorken, secde halindeyken Ukbe b. Ebi Muayt doğum yapmış bir devenin eşini getirerek onu Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sırtına bıraktı. Allah Resulü başını kaldırmadı. Fatıma (aleyhesselam) gelip onu sırtından aldı ve bunu yapana beddua etti.

 

Bunun üzerinde Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi:

 

Allah'ım, Kureyş'in ileri gelenlerini, Ebu Cehil b. Hişam'ı, Utbe b. Rabia'yı, Şeybe b. Rabia'yı ve Umeyye b. Halefi -yahut da Ubeyy b. Halefi şüphe eden ravilerden Şu'be'dir- sana havale ediyorum.

 

Bedir günü onların öldürülmüş olduğunu gördüm. Umeyye b. Halef yahut Ubeyy (b. Halef) dışında hepsi bir kuyuya atılmışlardı. Umeyye -yahut Ubeyyise organları dağılmış olduğundan dolayı kuyuya atılmadı."

 

 

حدثنا عثمان بن أبي شيبة: حدثنا جرير، عن منصور: حدثني سعيد بن جبير، أو قال: حدثني الحكم، عن سعيد بن جبير قال:

 أمرني عبد الرحمن بن أبزى قال: سل ابن عباس عن هاتين الآيتين ما أمرهما: {ولا تقتلوا النفس التي حرم الله إلا بالحق}. {ومن يقتل مؤمنا متعمدا}. فسألت ابن عباس فقال: لما أنزلت التي في الفرقان، قال مشركوا أهل مكة: فقد قتلنا النفس التي حرم الله، ودعونا مع الله إلها آخر، وقد أتينا الفواحش، فأنزل الله: {إلا من تاب وآمن}. فهذه لأولئك، وأما التي في النساء: الرجل إذا عرف الإسلام وشرائعه، ثم قتل فجزاؤه جهنم. فذكرته لمجاهد فقال: إلا من ندم.

 

[-3855-] Said b. Cubeyr dedi ki: "Abdurrahman b. Ebza bana dedi ki: Abdullah b. Abbas'a şu iki ayetin durumunu bir sor:

 

"Allah'ın haram kıldığı canı öldürmeyin . " [En'am, 151; İsra, 33] ayeti ile: "Kim kasten bir mu'mini öldürürse ... " [Nisa, 93] ayetini. Ben de İbn Abbas'a sordum.

 

Dedi ki: Furkan suresindeki (68. ayet) nazil olunca Mekke müşrikleri, biz Allah'ın haram kıldığı canı öldürdük. Allah ile birlikte başka bir ilaha dua (ve ibadet) ettik, üstelik fuhşiyatı da işledik. Bunun üzerine yüce Allah:

 

"Tövbe eden ve iman eden müstesna ... " [Furkan, 70] buyruğunu indirdi. İşte bu ayet onlar içindir. Nisa suresindeki (93.) ayet ise İslamı ve şer'i hükümlerini bildikten sonra öldüren kimse hakkındadır. İşte onun cezası cehennemdir.

 

Ben bunu Mücahid'e naklettim de o: pişman olan müstesna dedi."

 

Bu Hadis 4590,4762,4763,4764,4765,4766 numara ile gelecektir.

 

 

حدثنا عياش بن الوليد: حدثنا الوليد بن مسلم: حدثني الأوزاعي: حدثني يحيى بن أبي كثير، عن محمد بن إبراهيم التيمي قال: حدثني عروة ابن الزبير قال:

 سألت ابن عمرو بن العاص: أخبرني بأشد شيء صنعه المشركون بالنبي صلى الله عليه وسلم، قال: بينا النبي صلى الله عليه وسلم يصلي في حجر الكعبة، إذ أقبل عقبة بن ابي معيط، فوضع ثوبه في عنقه، فخنقه خنقا شديدا، فأقبل أبو بكر حتى أخذ بمنكبه، ودفعه عن النبي صلى الله عليه

وسلم قال: {أتقتلون رجلا يقول ربي الله}. الآية.

تابعه ابن إسحاق: حدثني يحيى بن عروة، عن عروة: قلت لعبد الله بن عمرو. وقال عبدة، عن هشام، عن أبيه: قيل لعمرو بن العاص. وقال محمد ابن عمرو، عن أبي سلمة: حدثني عمرو بن العاص.

 

[-3856-] Urve b. Zubeyr'den dedi ki: Ben (Abdullah) b. Amr b. el-As'a sordum: Bana müşriklerin Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e yaptıkları en ağır işkencenin ne olduğunu haber ver, dedim.

 

Dedi ki: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ka'be'nin Hicr'inde namaz kılmakta iken Ukbe b. Ebi Muayt geldi ve elbisesini onun boynuna dolayıp, boğazını alabildiğine sıkt!. Ebu Bekir gelip, onu omzundan tutarak Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in üzerinden geri itti ve: Sizler bir adamı Rabbim Allah'tır diye öldürür müsünüz?" [Mu'min, 28] dedi.

 

 

Fethu'l-Bari Açıklaması:

 

"Yüzü" uykunun etkisinden dolayı "kızarmış olduğu halde oturdu." Kızgınlığından ötürü kızarmış olma ihtimali de v.ardır. İbnu't-TIn bunu kesin olarak ifade etmiştir.

 

"Testere ... konulurdu." İbnu't-TIn der ki: Kendilerine bu işkencenin yapıldığı kimseler enbiya ya da onlara tabi olan kimseler idi. Ashab-ı kiram arasında da kendisine bu işkence yapıldığı takdirde sabredecek kimseler vardı. Daha sonra şunları söyler: Ashab-ı kiram'dan olsun, onların peşinden gidenler arasından ve onlardan sonra gelenlerden olsun Allah yolunda eziyet görüp de ruhsat olanı yapacak olsalar da kendileri için uygun bir iş olacak kimseler hala var olagelmiştir.

 

"Andalsun Allah bu işi tamamlayacaktır." İş (emr)den kasıt, İslam'dır.

 

3855 numaralı İbn Abbas'tan gelen katilin tövbesi ile ilgili hadisin açıklaması ileride yüce Allah'ın izniyle en-Nisa suresinin tefsirinde gelecektir. Burada bundan maksat, müşriklerin Müslümanlara yaptıkları öldürme, işkence ve buna benzer işlerin (günahlarının) Müslüman olmaları halinde üzerlerinden kalkmış olacağına işaret etmektir.

 

"Muhammed b. Amr, Ebu Selerne dedi ki: Bana Amr b. eı-As anlattı." Ebu Ya'la ve el-Bezzar sahih bir senedie Enes'in şöyle dediğini rivayet etmektedirler:

 

"Bir keresinde Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'i baygın düşünceye kadar dövdüler. Ebu Bekir ayağa kalkarak şöyle seslendi: Veyl olsun sizlere! Siz Rabbim Allah'tır dedi diye birisini öldürecek misiniz? Bunun üzerine onu bırakarak Ebu Bekir'in üzerine yürüdüler."

 

Bu, sahabe mürsellerinden bir rivayettir. Bunu Ebu Ya'la hasen bir senedie uzunca, Ebu Bekir'in kızı Esma yoluyla gelen bir hadis olarak rivayet etmektedir:

 

"Ona: Müşriklerin Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'e yaptıklarını gördüğün en aşırı ve ağır işkence nedir?" diye sordular. Bundan sonra da az önce kaydettiğimiz İbn İshak'ın anlattığına yakın olarak hadisi zikretmektedir. Bu rivayette şu ifadeler de vardır: "Haberi Ebu Bekir'e ulaştıran kişi gelip dedi ki: Arkadaşını yetiş! (Esrna) dedi ki: Ebu Bekir yanımızdan -ki dört küçük örüğü de vardı-: Veyl size! Rabbim Allah'tır dedi diye bir adamı öldürür müsünüz diyerek çıktı. Nebii bırakıp, Ebu Bekir'in üzerine yürüdüler. Ebu Bekir yanımıza geri döndüğünde elini örüklerinden hangisine dokundurduysa (saçları) elinde kalıyordu."

 

Ebu Bekir'in başından geçen bu olayın Ali yoluyla gelen bir şahidi de vardır.

 

Bunu el-Bezzar, Muhammed b. Ali yoluyla rivayet etmiştir. O da babasından naklettiğine göre Ali irad ettiği hutbesinde dedi ki: "İnsanların en kahramanı kimdir? Sensin dediler. O dedi ki: Evet, kim benimle teke tek çarpıştıysa mutlaka ben ondan intikamımı almışımdır, fakat en kahraman kişi Ebu Bekir'dir. Andolsun ResuluIlah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i Kureyş'in yakalamış olduğunu gördüm. Birisi onu tekmeliyor, diğeri ona karşı dikiliyor ve ona: Sen bunca ilahı tek bir ilah kabul ediyorsun öyle mi, diyorlardı. Allah'a yemin ederim aramızdan Ebu Bekir dışında kimse (oraya) yaklaşamadı. Kimisine vuruyor, kimisini itiyor ve şöyle diyordu: Veyl olsun size! Rabbim Allah'tır dedi diye bir adamı öldürecek misiniz? Daha sonra Ali ağladı, sonra şöyle devam etti: Allah adına size soruyorum. Firavun hanedanından iman eden kişi mi daha faziletlidir yoksa Ebu Bekir mi? Herkes sustu, sonra Ali dedi ki: Allah'a yemin ederim Ebu Bekir'in bir anı dahi ondan daha hayırlıdır. Çünkü o imanını gizleyen bir adamdı, bu (Ebu Bekir) ise imanını açıkça ilan ediyordu."